Kahramanı ölünce hikaye biter mi?


Uzun yıllar beraber çalıştığım arkadaşlarım benden duymaktan bıkmışlardır “hayatta başarılı günler hep olur, başarılı 10 yıl çok olmaz, bir gün başarılı yönetici çok olur, 10 yıl başarılı yönetici çok çıkmaz.” 

Bir başarının ardında da, olumsuz sonuçların ardında da illaki birilerinin adı, siması, gölgesi olur. 1993’de Harvard Business School’dan hocamız Colyer Crum bize bunun “neden değil sonuç olduğunu” anlattığında fena afallamıştım. O günden beri başarı veya başarısızlık ile beraber birilerinin ismi anıldığında hep şüphe ile yaklaşırım. İş hayatında da siyasette de. 

Bir amaç için çalıştığına inanan, bir hikayesi olan şirketler uzun süreli başarılı olur, amacı olmayan veya kalmayan kurumlar ise sonbahar yapraklarına döner. Siyasette de farklı değildir.

Amacın illa ki dünyayı kurtarmak veya Ortadoğu’ya barış getirmek olması gerekmiyor. Yeteri kadar büyük sayıda insan için önemli olan bir sorunu çözmek, onları hayatlarını kolaylaştırmak, basitleştirmek de süper bir amaçtır. Hangi sektörde olursa olsun, hangi ülkede olursa olsun.

Böyle bir amaçla yola çıkmış, hikayesi devam eden şirketler iyi insanları bir araya getirebilir ve uzun yıllar bir arada tutar. Bu insanlar ürünleri geliştirir, müşterinin gönlünü kazanır, süreçleri kurar ve işletir. 

Kişiler değişse de hikaye devam eder.

“Zamanında başarılı bilinen yöneticiler mezarlığı” hikayesi biten şirketlerin yöneticileri ve bu şirketlerin yokuş aşağı inişinde para veya güç için geçen yöneticilerle doludur.

Size tanıdık geldi mi? 
Siz ne düşünüyorsunuz?

Yorum bırakın