Emirdağ’daki askerlik göreviniz sırasında memleketinizin ekonomik kalkınma modelini de değerlendirip bazı hedefler belirlemişsiniz. Konuyu ikiye ayırmak gerekir. Aracısız satış ideolojik değil, ekonomik bir tercih olmalıdır. Politikaya “aracıları ortadan kaldırma” misyonu ile atılan büyük politikacıların sonunda Hal Kanunu’nu çıkardığını da unutmamak gerekir. (1998)
Aracıyı ortadan kaldırabilirsiniz. Aracısız satış modeline geçmeden önce aracının hangi işlevleri üstlendiğini iyice analiz etmeniz gerekir. Ne de olsa aracının yaptığı aktivitelerin çoğu yokolmayacak sadece yapan değişecek. Aracıların işlevlerini teknoloji, faiz oranları ve ölçek ekonomisi belirler. Aracılar kimi yerde toplayıcıdır, kimi yerde dağıtıcı. Kimi yerde depocu kimi yerde de finansör.
Doğuda yörüklere kaşar peyniri yaptırıp, İstanbul’da pazarlayan kişi tipik bir aracıdır. Aracı; süt toplanmasını, üretim masraflarını, stok finansmanını, istanbul’a ulaştırılmasını, ürünün alıcılara tanıtılmasını, satış noktalarına dağıtılmasını, iadelerin alınmasını, fatura kesilmesini, tahsilatın yapılmasını, defterlerin tutulmasını, vergilerin verilmesini, tahsili kabil olmayan alacakların mahkemelerde takibini üstlenir. Sütün toplanması ile kaşarın parasının tahsil edilmesi arasında yaklaşık 6-9 ay zaman vardır. Bu süre zarfında oluşacak tüm riskler aracının üzerindedir. Dolayısıyla aslan payını da aracı alır. Bunları aracının varlığını pekiştirmek için değil sizin karşı karşıya kalacğınız durumu daha iyi anlamanız için açıyorum.
Şimdi yapmanız gereken ürettiğiniz ürünlerin tüketicinin eline geçene kadar nasıl bir yol izlediğini detaylı bir şekilde izleyip kendinize şu 2 soruyu sormak.
1. Bu işi başka türlü yapamaz mıyız?
2. Eğer başka yolu yoksa bunu kısmen veya tamamen biz üstlenebilir miyiz?
Bence daima başka bir yol bulunabilir. Tüketiciye ulaşmanın tek yolu marketler değildir. Ürettiğiniz miktarlar büyük şehir tüketimleri için “devede kulak” ölçeğinde. Pazara uzaksanız Tariş vb. kooperatif birlikleri size yardımcı olur. Hele turistik yörelerde veya büyük şehirlere yakın üretim bölgelerinde tüketicinin direkt ayağınıza geldiği bir ortamda işiniz daha da kolaydır. Benzincilerde kuracağınız tezgahlarda kısa bir sürede malı elden çıkarırsınız. Ancak unutmayalım ki bir iş ne kadar kolay ise, sevdalısı da o kadar çok olur. Ben size zor yolu, herkesin girmediği yolu tavsiye edeceğim.
Ürünün kalitesinden ve özelliklerinden mektubunuzda bahsetmemişsiniz. Ürünleriniz tarımsal ürün ve en doğal, işlenmemiş haliyle. Bu ürünleri farklılaştırmak ve değer katmak ne kadar mümkün? Mesela, zeytinyağını sadece yörenizde bulunan bazı ot ve baharatlarla karıştırıp özgün bir lezzet yakalayabilir misiniz? Bu ürünü doğal bir ambalaja (cam veya porselen) hijyenik koşullarlarda doldurabilir misiniz? Hijyenik şartlarda saklayabilir misiniz? Ya da incirinize benzer bir katma değer katabilir misiniz? Mesela kuru incir olarak değil de incir tatlısı olarak farklı bir lezzet yakalayabilir misiniz.? Bu incir tatlısını yaparken yine yörenize has bir lezzetle (tarçın, karanfil, zencefil vb.) karıştırabilir misiniz? Elinizde kestane ve ceviz de var. Hepsini birden değerlendirmek mümkün olabilir.
Ürünü farklılaştırdıktan sonra gazetelerin lezzet köşelerinde yazılar yazan Tuğrul Şavkay, Serdar Turgut, Engin Akın, Güngör Uras gibi gurmelere numune yollayın. Kendileri hem çok bilgili hem de bu tür yeniliklere meraklı oldukları için size hem doğrudan geri bilgi verecek hemde beğendikleri takdirde yazılarında bahsedeceklerdir. Her şey yolunda giderse satış organizasyonunuzu kurmanız gerekir. Yörenizdeki en işlek caddede bir satış noktası, ana caddedeki benzin istasyonlarında küçük satış noktaları ve bir de internet sitesi. Bu tür özel ürünlere meraklı insanlar genellikle internetten alışveriş yapıyorlar. Yıllık bir mutfak şenliği, bir yemek yarışması daha da ilgiyi arttırır. Herkes özel ürünüzü almayabilir. Bazıları da şöhretinize gelip 2 teneke zeytinyağı ile 5 kilo ceviz alabilir. Ürünlerinizin kullanıldığı tarif yarışmaları hem sizi tanıtır hem de yeni ürün fikirleri geliştirir. Sadece yazın gelecek turistlere satış yapmakla kalmazsınız, turizmin odağı da olabilirsiniz.
Yeni ürün geliştiremiyorsanız veya ürününüzün iddialı bir kalitesi yoksa ikinci yolu seçebilirsiniz. Çevrenizdeki diğer üreticilerle birleşip ortak üretim, lojistik ve pazarlama yatırımları yaparsınız. Başka bir deyişle şu anda aracının yaptığı işi kendiniz daha düşük bir maliyetle gerçekleştirirsiniz. Burada süreklilik ve tutarlılık çok önemlidir. Tüketici aldığı ürüne güvenmek ister. Perakendeci tutarlı bir kalite, fiyat ve sevkiyat bekler. Tüm bunlar sizin için vakit ve nakit demektir. Kolay gelsin.