Anı kitabı, tarih kitabı gibi mi okunur? 


Anı kitaplarını okumayı sever misiniz? 
Ben severim. 
Cesurca yazılmış olanları çok eğlenceli ve öğretici olur. 
Not alarak okurum.

Bir solukta okudum QNB Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras’ın “DENEYİMLER-insan paylaştıkça çoğalır”” adlı oto-biyografisini. 
Hem oto-biyografi hem de Finansbank’ın gayrı resmi tarihi niteliğinde bir kitap. 
Kitapta iki ayrı Ömer Aras var. 
Biri profesyonel yönetici, doğrusu ve eğrisi ile yaşadıklarını ve yaptıklarını anlatıyor. 
Diğeri ise akademisyen kimliği ile yönetim ve finans dersi veriyor. 
“İki ayrı kitap çıkarmış bu kitaptan” diye düşünmedim değil. 

Ömer Abimiz kariyeri, duruşu ve tavrı ile bizim dönemin “rol model” kabul ettiği bir profesyonel oldu hep. Kendini değil takımı, kurumu öne çıkardı. Egosunu hiç hissetmezdik. Hüsnü Özyeğin ile çalıştığı dönemde de ondan ayrıldıktan sonraki dönemde de. Eline kalemine sağlık Ömer Abi. 
….
Bu tür kitaplarda yazar geçmişte aklından geçenleri, fikir dünyasını ve hislerini paylaşsa da (bu kısımları roman gibi okurum, doğrulamak mümkün değil sonuçta) esas itibarıyla başkaları ile beraber yaşadığı olaylardan, edindiği tecrübelerden, aldığı derslerden bahseder. Bu durumlarda “keşke adı geçen kişilerin hatırladıkları ile karşılaştırmalı olarak okuyabilmek mümkün olsa diye” düşünmüşümdür. Merak ederim “acaba onlar da aynı tecrübeyi edindi mi, aynı dersleri aldı mı? Yoksa bambaşka hikayeler, dersler mi çıkar?

Ömer Aras buna da hazırlıklı. Kitapta adı geçen olayları ve anekdotları adı geçen kişilere okutmuş ve onaylarını almış. Varlığı ile neredeyse kitabın yarısını kaplayan Hüsnü Bey hariç. Kitabı okuduğunuzda bunun pek de mümkün olmadığını anlıyorsunuz.  
….
Okuduğunuzda bugün de bilhassa profesyonel yöneticilere faydalı olacak çok paylaşım var Ömer Aras’ın kitabında. 
Bazı diyaloglar da çok tanıdık geldi. 
Bir kriz döneminde Ömer Aras “bu tür riskleri alırsak, işimize zarar veririz” dediğinde Hüsnü Bey “bu tür riskleri almasak bugünlere gelemezdik” diye cevap verir. Bizim dönemin profesyonelleri, fırsatlardan faydalanarak büyüyen patronlarla buna benzer diyaloglar yaşamıştır. Kaçınılmaz dinamik. 

Başkalarının tecrübelerinden faydalanmak kolay değildir. 
Sorular aynı olsa da cevaplar zamanla değişiyor. Tecrübe ne kadar bugüne ışık tutuyor?

Bakalım sizler neler düşüneceksiniz okuduktan sonra. Yazarsanız sevinirim.