Soru: Bankalar Yeniden Yapılandırma’ya niçin “evet” derler?


Her bankanın alacağının teminatı nadiren aynı olur. Farklı teminatlar farklı korkular ve beklentiler yaratır. Teminatları bugünkü alacaklarını teorik olarak karşılayan bankalar daha soğukkanlı olurlar. Onları razı etmek normal olarak daha zordur. Ancak; teminatın paraya çevrilmesi zaman alacak ve teminatın parasal karşılığının enflasyon ile eriyecek olması mevzubahis ise, bankalar teminatlarını korumak ve mümkünse arttırmak için konsültasyona razı olurlar. Istanbul Yaklaşımı öncesinde Türkiye’deki mevcut hukuki altyapı ve bunun yarattığı bakış açısı esas olarak bu idi.

Teminatı olmayanlar büyük ve teminatlı alacaklıların bu tavrını hızlandırmak için şirketi iflasa götürmekle tehdit ederler. Diğer alacaklıların teminatları üzerine haciz koyarlar. Haciz; alacaklıları enflasyon karşısında ipoteğe nazaran daha iyi korur. İlk sıralarda ipoteği olanları dahi rahatsız eder.

Gündemimizdeki “İstanbul Yaklaşımı” alacaklıların %75’inin uygun bulduğu bir yeniden yapılandırma planına bakiye %25’in de uyması mecburiyeti getirmektedir. Küçük ve teminatsız alacaklıların en büyük silah elinden alınmaktadır.

Soru: Borcun borçla takası nedir ne faydası olur?


Borcun borçla takası yurtdışında çok kullanılan bir yöntemdir. 2 türlü yapılır.

Borçlu pahalı kredilerini daha düşük maliyetli kaynaklarla takas etmek için bono veya tahvil ihraç eder. Vade açılır, faiz düşer. İki sıkıntı getirir. Birincisi, SPK denetimine tabi hale gelinir. Zaten bir şekilde tabi iseniz sorun yok. İkincisi ise, vade geldiğinde ödeme problemi hala sürüyor ise, 1-2 banka ile muhattap olacağınıza binlerce (milyonlarca da olabilir) alacaklı ile muhattap olursunuz.

Alacaklılarda alacaklarının türünü değiştirmek isteyebilirler. Yine şirket bono veya tahvil ihraç eder. Kapalı devere olacağı için ihracı nispeten kolaydır ama SPK izninde kurtarmaz. Burada iki saik vardır. Birincisi; kredi büyük bir alacak yerine ufak parçalar halinde piyasaya dağıtılabilir bir riske dönüşür. İkincisi ise ucuna bir tatlandırıcı takabilmektir. Bu tatlandırıcı da genel olarak hisse senedine çevirebilme opsiyonu olur. Yatırımcı bu tahvili alır. Kötü ihtimalle faizini alır. Şirketin değeri yukarı gitmişse düşük fiyattan hisse alma hakkına sahip olmuş olur. Şirketin finansal gideri düşer ama piyasadaki hisse adedi artar.

Soru: Borç/Varlık takası nedir?


Borçlunun elindeki bazı varlıkları (arsa, ofis ve diğer işletme harici gayrı menkullerini) borcu karşılığında alacaklılara devretmesi işlemidir. Değer tespiti en önemli sorundur. Borçlu aldığı günkü fiyat üzerine alacaklıya ödediği faiz oranını da bindirerek bir değerlendirme yapar. Alacaklı da hurda değerine yakın bir değerden başlar Sonunda anlaşır, faturayı kesersiniz. Borcunuz düşer faiz yükünüz azalır.

Genelikle mal canın yongasıdır düsturu ile büyümüş bir millet olarak malımıza düşkünüzdür. Satsak zorunda kalsak bile ilk fırsatta geri almak isteriz. Alacaklı kişi değil de kurum ise “opsiyon” anlaşması yapabiliriz. İlk satın alma hakkı veren bir opsiyon bilhassa ailenizi mutlu eder. Malınız geçici olarak başkasının bilançosuna transfer olmuştur, elbette bir gün bu sıkıntılar geçecek ve malınızı geri alacaksınızdır.

Alacaklı banka ise; çok düşük bir ihtimalle bu varlığı elinde tutacaktır. Satmaya kalktığında da malın değerini en iyi bilen kişi olarak sizin en iyi fiyatı vereceğinizi düşünürek size “geri alma taahhüdü” imzalatmaya çalışacaklardır. Sıkıntı gerçekten büyük ise bu taahhüdü vermenin hiç bir mahzuru yoktur.

Vergisel açıdan dikkatli olmak gereken 2 nokta vardır. Borçlu şirket fatura ile malı devrettiğinde doğal olarak KDV oluşur. İndirecek KDV’si de var ise sorun yoktur. Mahsup eder. Ancak indirecek KDV yok ise banka nezdinde silinen borç %18 oranında Maliye’ye borç haline dönüşür. Bu borcun hem faizi yüksektir hem de gider yazılamadığı için vergi sorunu katlanarak büyür. Devredilen mal tapulu ise, alım satım vergileri oluşur. Borçlunun bunu ödeyecek gücü nadiren olur. Alacaklının alacağını gayrımenkul olarak bile kurtarmak için tüm vergileri karşılaması gerekebilir.