Her bankanın alacağının teminatı nadiren aynı olur. Farklı teminatlar farklı korkular ve beklentiler yaratır. Teminatları bugünkü alacaklarını teorik olarak karşılayan bankalar daha soğukkanlı olurlar. Onları razı etmek normal olarak daha zordur. Ancak; teminatın paraya çevrilmesi zaman alacak ve teminatın parasal karşılığının enflasyon ile eriyecek olması mevzubahis ise, bankalar teminatlarını korumak ve mümkünse arttırmak için konsültasyona razı olurlar. Istanbul Yaklaşımı öncesinde Türkiye’deki mevcut hukuki altyapı ve bunun yarattığı bakış açısı esas olarak bu idi.
Teminatı olmayanlar büyük ve teminatlı alacaklıların bu tavrını hızlandırmak için şirketi iflasa götürmekle tehdit ederler. Diğer alacaklıların teminatları üzerine haciz koyarlar. Haciz; alacaklıları enflasyon karşısında ipoteğe nazaran daha iyi korur. İlk sıralarda ipoteği olanları dahi rahatsız eder.
Gündemimizdeki “İstanbul Yaklaşımı” alacaklıların %75’inin uygun bulduğu bir yeniden yapılandırma planına bakiye %25’in de uyması mecburiyeti getirmektedir. Küçük ve teminatsız alacaklıların en büyük silah elinden alınmaktadır.