Soru: Şirketlerin sosyal ve çevreye dair sorumlulukları artıyor. Bunun sınırı nedir?


Şirketlerin sosyal sorumluluk sahibi olmaları gerektiği daha ziyade kıta Avrupasının görüşü olarak yayılıyor. Amerikan şirketleri libertan görüşün savunduğu, “hissedarların parasıyla ağalık yapılmaz” prensibiyle epey geriden geliyorlar hatta yaptıklarını da son derece göstermelik yapıyorlar. Türkiye’de de faaliyet gösteren bir banka senede bir gün Çocuk Esirgeme Kurumundaki çocuklarla ilgileniyor, onları ziyaret edip, yemeğe götürüyor. “Hiç yoktan iyidir” veya “diğerleri ne yapıyor ki” diye bakmak da mümkün ancak bu tip mikro çalışmaların beklenen faydayı sağladığını söylemek de güç. Bu tür bir çaba, yerel dernekler tarafından da yapılmıyor mu?

21.yüzyılın başında, çok ciddi sosyal ve çevre sorunları ile boğuşuyoruz. Bu dava insanlığın geleceği ile yakından ilgili. Eğer bu davada insanlık yenilirse, bugünün şirketlerini de karanık günler bekleyecek. Globalizasyon’un geri geri gitmesi engellenemeyecek. İş dünyası, sonunda bunu anlamaya başladı.

Globalizasyonu sadece ekonomik bir genişleme/yayılma süreci olarak da algılamamak lazım. Bir çok politik ve sosyal konu da Globalizasyon’un etkisi altında. Bu bilinci uyandırmaya çalışan sivil toplum kuruluşları canla başla çalışıyorlar. Artık Dünya Bankası, insanları yerinden yurdundan eden hidroelektrik santrallerine finansman sağlamıyor. Başta Dünya Bankası olmak üzere bir çok finans kuruluşu yeni yatırımlarda çok yüksek çevre standartları arıyorlar. Bunu kısmen kendileri ileride eleştiri almamak için yapıyorlarsa da kısmen de oralarda çalışan yöneticilerin ve genelde yönetimin sosyal ve çevre konularındaki duyarlılığının artmasına bağlayabiliriz.

Yorum bırakın