Elbette etik değerleri kurumsallaşmış şirketlerin, sosyal sorumluluk almaları daha kolay oluyor ancak birebir ilişkiden de sözedemeyiz. Etik değerleri yüksek bir çok şirket sosyal konularda bir “çekingenlik” içine girebiliyor. Zülfü yar meselesi… Maalesef teknoloji de şirketlerin etik değerlerini sürekli revize ediyor. Genetik mühendisliğin geldiği noktada bazı kavramları da yeniden tanımlamak veya “sıfırdan” oluşturmak gerekiyor. Örneğin, bio-etik.
Birkaç yıl içinde (belki de şu anda) herhangi bir gelişmiş ülkenin (belki de gizli) bir laboratuvarında “insan kopyalanıyor” ve bu konuda hiçbir etik standart oluşmamış durumda. Bu konuda hiç kimse, General Electric’in başkanı da Arçelik’in Genel Müdürü de “bana ne?” diyemez. İnsanlığın dönüm noktası denebilecek bir konuda tek başımıza fikir ve etik standart oluşturmamız da beklenemez. Ancak sosyal sorumluluk sahibi yöneticiler olarak bizlere düşen toplumun ilgili kurumları ile ilişkimizi ve işbirliğimizi geliştirmek olacaktır.