Soru: Kafa avcıları (headhunters) adı verilen kuruluşların Meksika’da bakan seçmekte bile kullanıldığını okuduk. Bu kuruluşlar üst düzey yönetici ve hatta lider kapasitesindeki kişileri bulmakta ve seçmekte gerçekten bu kadar mahir mi?


Bu şirketler son 10 yıldır kendilerine “kafa avcısı” şeklinde hitap edilmesinden hoşlanmıyorlar. Kendilerinin yaptığının avcılık değil araştırma ve yerleştirme (Executive Search) olduğunu iddia ediyorlar. Ayrıca mevcut personelin değerlendirmesini de (Assesment) yapıyorlar. Bilhassa şirket satın almaları ve birleşmelerinde satın alınan şirketteki “kapalı kutu” niteliğindeki orta ve üst düzey yöneticiyi değerlendirmek için bu hizmet yaygın olarak kullanılıyor.

Bir diğer gelişme alanları ise Türkiye’de de büyük potansiyel vaad eden “non-executive director” pazarı. “İcra yetkisi veya oy hakkı olmayan yönetim kurulu üyesi” şeklinde tercüme edebileceğimiz, anglo-sakson iş dünyasının vazgeçilmez bir parçası ancak bizde mevzuatta eşlenik yeri olmayan bir pozisyon. Bilhassa halka açık şirketlerin ortaklar dışında bir vizyonu yönetim kurulu odasına getirmek istediklerinde kullandıkları kişiler…

Türkiye’de son 5 yıl içinde McKinsey gibi danışmanlık şirketleri re-organizasyon çalışması yaptıkları holdinglerde belli bir şablonu oturtmaya çalışıyorlar. Bu şablonda da yönetim kurullarında aile üyelerini sayıca dengeleyecek, bilgi ve tecrübe olarak da zenginleştirecek bu kişilere yer verilmesi öneriliyor. Çarpıp, bölünce, şirketlerin CEO veya Genel Müdür değiştirme pazarından daha büyük bir pazar olduğunu görebildiğinizi düşünüyorum.

“Executive Search” firmaları klasik, personel bulan firmalardan farklı olarak sadece “üst düzeye” odaklanıyorlar. İcra Başkanı, yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri…..

Alt seviyelerde rekabet daha fazla ve gelirler komisyon (%10-15) veya maaş sayısıyla (1-2) hesaplanıyor ve düşük. Halbuki üst düzey yönetici bulma liginin Süperlig gibi kendine has kuralları ve ücretleri var.

Burada komisyon kavramı ortadan kalkıyor ve yerini “anahtar teslimi ücret”e (fee) bırakıyor. Bugünlerde piyasada duyduğum ücretler CEO seviyesinde $50.000-80.000, GM seviyesinde $30.000-50.000, Genel Müdür yardımcısı seviyesinde $30.000-40.000, yönetim kurulu üyesi seviyesinde $20.000-30.000. Bu ücretler yaklaşık 3 ay süren bir “araştırma ve yerleştirme” sürecinin bedeli olarak aylara bölerek ödeniyor. 3 aydan kısa bir sürede aradığını bulsanız dahi tüm ücreti ödüyorsunuz. Bu sistem elbette global bir uygulama ve ücretler doğal olarak Türkiye için çok yüksek. Bu süre içinde aradığınız kişinin bulunması şirketin “markası”nın garantisi altında. Aynı şekilde işe aldığınız kişi 3 ay içinde ayrılırsa ücretsiz olarak yenisini buluyorlar. Sizinle sadece belli bir “iş” için çalışmaktan ziyade, bu konudaki partneriniz olmaya çalışıyorlar. Bunun için de prensip olarak sizden adam “ayartmıyorlar”. Size getirdikleri kişiye sizde çalıştığı müddetçe bir daha iş teklif etmiyorlar.

İşe başlamadan ücretin 1/3`ünü peşin alıyorlar. Böylece sizin açınızdan işin ciddiyeti artıyor onlar açısından iş kolaylaşıyor. Siz işi ne kadar ciddiye alır da vakit ayırırsanız onların harcayacağı vakit de azalacaktır. Öncelikle sizi ve şirketinizi tanıyorlar. Aradığınız kişide olmasını istediğiniz özellikleri sizinle tartışıyorlar. Karşılıklı teyidleştikten sonra işe başlıyorlar. Belli bir veri tabanından hareket ederek çalışmıyorlar. (En azından öyle söylüyorlar.) Her “iş” için yeniden araştırma yapıyorlar. Bu çalışma tarzı elbette pahalı ancak size özel bir sonuç alınması için de çok gerekli.

Sorunuza gelince: Bence, İcra Başkanı (CEO) veya Genel Müdür düzeyinde yönetici seçmek bir patronun ve yönetim kurulunun asli vazifesi olmalıdır. Aradığınız kişi sadece en iyi satıcı veya en iyi mühendis değil. Aynı zamanda bir lider de arıyorsunuz. Aradığınız kişinin özellikleri sizlerin lider tanımına göre değişecektir. Adayları bulmakta ve kısa listeyi oluşturmakta Executive Search şirketleri hakikaten son derece dikkatli, düşünceli, profesyonel yaklaşımları ve özgün metodolojileri ile çok faydalı olacaktır. “En iyi hizmet verilmez, alınır.” Siz ne istediğinizi iyi biliyorsanız bu şirketlerden de çok iyi hizmet alabilirsiniz. Ancak onlardan mucize yaratmalarını bekliyorsanız çabuk hayal kırıklığına uğrarsınız. Esas olarak her hizmet firması gibi kendilerinden isteneni yaparlar. Doğru şey istendiği müddetçe de bunda hiç bir sorun yoktur. Eğer sizin aklınız karışıksa onların da aklını karıştırırsınız. Üst düzey yöneticiden beklentilerinizi ne kadar detaylandırırsanız, işi o kadar kolaylaştırsınız ama bu tarife göre bulunan kişi aradığınız “lider” midir?

ABD’de bir çok yönetim kurulu “executive “search” firmalarını danışman, bağımsız uzman bir kurum olarak kullanıp ipleri kendi ellerinde tutuyorlar. Kararı kendileri veriyorlar. Çünkü şirketinize veya partinize veya kabinenize “lider” seçerken “yanlış yapma lüksünüz” olamaz.

Yönetim Kurulları gittikçe profesyonelleşiyor. İkinci neslin ağırlığı artıyor. Bu günlerde popüler olan bu konuda da dikkatli olmaz isek çabucak soğuyacağız diye korkarım.

Yorum bırakın