Yıllardır eşimle beraber kendi işimizi büyütmek için çabalıyoruz. İki de yetişkin çocuğumuz var. Onlar da, biz de işleri devralmalarını istiyoruz. Tek tereddüdümüz ise şimdiye kadar çocuklarımıza her istediklerini verdik. Kolay tatmin olmuyorlar, çabuk sıkılıyorlar. Bundan sonra verecek şey de kalmıyor. Ne yaparız?


Vaktinin çoğunu işine ayıran anne-baba bunun yarattığı suçluluk duygusu içerisinde “hayır” deme yeteneğini ve şansını kaybeder. Ayırmaları gereken zaman, ilgi ve sevgiyi para ve hediyelerle yerine getirmeye çalışırlar. Çocuklarınız ise karşılığında :

1. Şımarırlar. Şahsi sorumluluk duyguları gelişmez. İş hayatında başarılı olmak için gereken disiplin ve motivasyona sahip olamazlar.  Paranın değeri hakkında çok farklı bakış açılarına sahip olurlar.

2. Sizden nefret ederler. Her ne kadar istedikleri tüm oyuncakları almış olsanız dahi sevgi ve ilgi ihtiyacını gideremezsiniz. Açıkça size karşı tavır almasalar dahi, ilginizi çekmek için hiç hazırlıklı olmadığınız yer ve zamanlarda problem kaynağı olabilirler. Bu da işinize konsantrasyonunuzu bozar.

3. İşinizden nefret ederler. Onlara arzuladıkları ilgi ve sevgiyi vermemenizin sebebi olarak işinizi hedef alabilirler. İşinizin iyi gitmemesini, batmasını isteyebilirler. Hatta bazıları bu süreci hızlandırmak için işinizi sabote dahi edebilir.

İş hayatının kuralları çok farklı. Ancak zamanla ve çok çalışma ile bir şeyler elde etmek mümkün olabiliyor. Bu çocukları işyerine götürdüğünüzde hayatları boyunca öğrendikleri “iste, versinler” inancını kırmanız imkansızdır. Onları büyük bir hayal kırıklığı bekliyor. Katlanabilirler mi? Siz dayanabilir misiniz?

Herhangi bir işte başarılı olabilmek için hedefler koymak, bu hedeflere varmak için atılması gereken adımları tespit etmek, ve bu hedeflere doğru azim ve sabır ile ilerlemek gerekir. Bu da başlı başına öz-disiplin ve irade gerektirir. Herşeyi hazır bulmaya alışmış insanları “zora” sokamazsınız.

İşyerinizde çalışanları idare ve motive etmek için çeşitli performans kriterleriniz var. Bunları gerçekleştirenleri ödüllendiriyorsunuz. Ya gerçekleştiremeyenleri? Ya bu kişi kendi çocuğunuz ise ne yapacaksınız? Hem de bu çocuk sorumluluk duygusunu öğrenmeden, kırdığı her oyuncağın yerine hemen yenisini aldırtmaya alışmış ise perfromans kriterlerini anlatsanız dahi uygulamanız mümkün değildir.

“Paranın kıymetini” öğrenememiş bir çocuğa nasıl bütçesi içinde harcama yapmayı, kaynak yaratmadan haracayamayacağını anlatacaksınız?

Şımarık, sizden ve işinizden nefret eden çocuğunuzu işinizin başına getirmeyi düşünmeyin, eşinize dostunuza da ricacı olmayın, başkasının yanında da başarılı olmaları çok zordur. Bu yaştan sonra ne kendinizi ne de onları değiştiremezsiniz. Şımartmaya devam etmeniz kaçınılmazdır. İşinizi ve oradan ekmek yiyenleri düşünerek “sakın ha!” diyorum.

Yorum bırakın